Nazmiye Ablamin
Anisi..
MURADIYE EVLERI
ATATURK'UN ELININ DEGDIGI EV..
Kucuk bir cocukken babaannemin bana anlattigi bir oyku var. Ben bu oykuyu daha sonraki yillarda her paylastigimda “Benim aileme Ataturk’un eli degdi” diyerek basliyorum.
1930’lu yillarin basi olsa gerek.Babaannem,dedem,babam ve amcalarimla Bursa’nin Muradiye semtinde mubadeleyle gelip yerlesmis ve yasiyorlarmis. Dedeme mahalledeki bos Rum evlerini gosterip teklif ettikleri halde buyuk tas binalardan urken babaannem ayni sokaktaki iki katli kucucuk bir evi secmis..Ben bu evleri cocuklugumda cok kez gidip ziyaret ettim.Cunku babaannem komsularini her ziyaretinde beni de yaninda gotururdu.
O yillarda dedem Muradiye’deki bir dokuma fabrikasinda gece bekciligi yapmaktaymis. Cok soguk diz boyu karli bir kis mevsiminde Bursa hapishanesinden toplu bir firar olayi yasanmis.Devletin o yillarda yeterli asker ve polisi yokmus ki cevrede eli silah tutan tum bekcileri gorevlendirmisler..Dedem de arkadaslariyla gunlerce kar icndeki Bursa ovasinda mahkum kovalamis. Fakat sagligi hizla bozulmus ve zaturree olup kisa surede de vefat etmis.
Babaannem dort kucuk ogluyla yalniz kalivermis. Babam ve amcalarim kucucuk yaslarinda mahalle firinindan simit alarak satmaya ve anneye destek olmaya baslamislar.Babaannem terzi idi.O da el makinasiyla dikis dikerek cocuklarina bakmaya baslamis.
Aradan zaman gecipte kucuk ve guvenli diye sectigi eski ev yurudukce gicirdamaya ve sallanmaya baslamis.Uzun sure dayanan babaannem sonunda yikilacagindan korktugu icin oturmus ve Ankara’daki Mustafa Kemal Pasa’sina bir mektup yazmis. Babaannem Selanik gocmeniydi ve Mustafa Kemal’in annesine yakin otururlarmis. Kuzenleri Makbule Atadan’la birirbirlerine ornekler verip alirlarmis. Babaannem Selanik’te ortaokul mezunuydu.Mektubunda Ataturk’ume kendini tanitmis,Kisa hayat oykusunu yazarak evi icin cocuklari adina cok endiselendigini soylemis.Yardim istemis.
Babaannem mektubuna cevap alamadigini ve olayi unutmaya basladigini soylerdi ki bir gun kapisi hizli hizli calinmis. Kapiyi acinca iki yabanci adamla karsilasmis. Onlar:’Siz Adile Hanim’misiniz” diye sormuslar.Babaannem:’Evet” deyince de kendilerini tanitmislar. “ Hanim, bizi Ankara’dan Mustafa Kemal Pasa gonderdi.Size yardima geldik.” demisler.
Babaannem “O zaman ellerindeki zembilleri ve icindeki alet edavati gordum.” derdi. Babaannem onlari iceri buyur etmis. Oturup konusmuslar. Ev iki katliydi.Alt katta odunluk ve bir kucuk mutfak, ustte iki oda ve sofa vardi. Babaanneme cocuklariyla baska bir yerde kisa sureligine kalmayi teklif etmisler. “Evi birakamam” sozu uzerine:”O zaman sizi alt kata alacagiz.Once ust kati yenileyecegiz” demisler. Malzemeler gelmis.calismalar baslamis.Babaannem evden cikmadan alt kattaki odunluktan bozma yerde kalmaya baslamis. Ust kattaki cati ve tum odalar, kirisler degistirip yenilenmis. Sonra onlari ust kata alip alttaki mutfagi ve odunluk olan yerdeki odayi yenilemisler. O ahsap ev tamamen yeni lenmis. Isleri biten ustalar:”Bizim isimiz bitti. Allahaismarladik” deyip ayrilmislar.
Uzun yillar orada oturan babaannem evini satip Gemlik’e tasinmis.Muradiye’deki evin cevresi su an tarihi doku olarak korundugu icin evimiz hala yasiyor.bazen oraya gidip evi gorurum. Bir kez de yegenimle gidip oturanlardan izin alarak iceri girdik ve evin icini de gorduk.
Disaridan bakildiginda diger evlerin yaninda hic bir mimari ozelligi olmayan bu evi gorenler nereden bilsinler ki bu eve ATATURK’UMUN ELI DEGDI Nazmiye Angunes.