Saturday, March 30, 2013

Nazmiye Ablamin
Anisi..
MURADIYE EVLERI  
 

      ATATURK'UN ELININ DEGDIGI EV..


Kucuk bir cocukken  babaannemin bana anlattigi bir oyku var. Ben bu oykuyu daha sonraki    yillarda her paylastigimda “Benim aileme Ataturk’un eli degdi” diyerek basliyorum.
     1930’lu yillarin basi olsa gerek.Babaannem,dedem,babam ve amcalarimla Bursa’nin Muradiye semtinde  mubadeleyle gelip yerlesmis ve yasiyorlarmis.  Dedeme mahalledeki bos Rum evlerini gosterip teklif ettikleri halde buyuk tas binalardan urken babaannem ayni sokaktaki iki katli kucucuk bir evi secmis..Ben bu evleri cocuklugumda cok  kez  gidip ziyaret ettim.Cunku babaannem komsularini  her ziyaretinde beni de yaninda gotururdu. 
      O yillarda dedem Muradiye’deki bir dokuma fabrikasinda gece bekciligi yapmaktaymis. Cok soguk diz boyu karli bir kis mevsiminde Bursa hapishanesinden  toplu bir firar  olayi  yasanmis.Devletin o yillarda yeterli asker ve polisi yokmus ki  cevrede eli silah tutan tum bekcileri gorevlendirmisler..Dedem de arkadaslariyla gunlerce kar icndeki Bursa ovasinda mahkum kovalamis. Fakat sagligi hizla  bozulmus ve zaturree olup kisa surede de vefat etmis.
      Babaannem dort kucuk ogluyla yalniz kalivermis. Babam ve amcalarim kucucuk yaslarinda mahalle firinindan simit alarak satmaya ve anneye destek olmaya baslamislar.Babaannem terzi idi.O da el makinasiyla dikis dikerek cocuklarina bakmaya baslamis.
       Aradan zaman gecipte  kucuk ve guvenli diye sectigi eski ev yurudukce  gicirdamaya ve sallanmaya baslamis.Uzun sure dayanan babaannem sonunda yikilacagindan korktugu icin  oturmus ve Ankara’daki Mustafa  Kemal Pasa’sina bir mektup yazmis. Babaannem Selanik gocmeniydi ve Mustafa Kemal’in annesine yakin otururlarmis. Kuzenleri Makbule Atadan’la birirbirlerine ornekler verip alirlarmis. Babaannem Selanik’te ortaokul mezunuydu.Mektubunda Ataturk’ume kendini tanitmis,Kisa hayat oykusunu yazarak  evi icin cocuklari adina cok endiselendigini soylemis.Yardim istemis.
       Babaannem  mektubuna cevap alamadigini ve olayi unutmaya basladigini soylerdi ki bir gun kapisi hizli hizli calinmis. Kapiyi acinca iki yabanci adamla karsilasmis. Onlar:’Siz Adile Hanim’misiniz” diye sormuslar.Babaannem:’Evet” deyince de kendilerini tanitmislar. “ Hanim, bizi Ankara’dan Mustafa  Kemal Pasa gonderdi.Size yardima geldik.” demisler.
Babaannem   “O zaman ellerindeki  zembilleri ve icindeki alet edavati gordum.” derdi. Babaannem  onlari iceri buyur etmis.  Oturup konusmuslar. Ev iki katliydi.Alt katta odunluk ve bir kucuk mutfak, ustte iki oda ve sofa vardi. Babaanneme cocuklariyla  baska bir yerde kisa sureligine kalmayi teklif etmisler. “Evi birakamam” sozu uzerine:”O zaman  sizi alt kata alacagiz.Once ust kati yenileyecegiz” demisler. Malzemeler gelmis.calismalar baslamis.Babaannem evden cikmadan alt kattaki odunluktan bozma yerde kalmaya baslamis. Ust  kattaki cati ve tum odalar, kirisler degistirip yenilenmis. Sonra onlari ust kata alip alttaki mutfagi ve odunluk olan yerdeki odayi yenilemisler. O ahsap ev tamamen yeni lenmis. Isleri biten ustalar:”Bizim isimiz bitti. Allahaismarladik” deyip ayrilmislar.
      Uzun yillar orada oturan babaannem  evini satip Gemlik’e tasinmis.Muradiye’deki evin cevresi su an tarihi  doku olarak  korundugu icin evimiz hala yasiyor.bazen oraya gidip evi gorurum. Bir kez de yegenimle  gidip oturanlardan izin alarak iceri girdik ve evin icini de gorduk.
      Disaridan bakildiginda diger evlerin yaninda hic bir mimari ozelligi olmayan bu evi gorenler nereden bilsinler ki bu eve ATATURK’UMUN ELI DEGDI Nazmiye Angunes.